O KÖY KİMİN KÖYÜ?
Orda, uzakta bir köy var .Gidemediğimiz, göremediğimiz.O köy kimin köyü?
Sıkıldığımızda büyük şehrin kalabalığından, kaçıveresimiz gelen... Baharda yamacında çiğdemi, yazın dağında pikniği aklımıza düşüveren... Yağmurdan sonra doyasıya içimize çekebileceğimiz toprak kokusu…Sabahları demlenmiş çay ve kızarmış ekmek kokusuyla içine buram buram huzur yayılan köy evi…Etrafımızı çepeçevre kuşatmış duvarlardan, rutinleşmiş dönüp duran çarkın dişlilerinden uzak içimizden geldiğince plansız programsız parçası oluverdiğimiz gün… Dalından koparıp üstümüzdeki bluzun kenarına siliverip ısırdığımız elmanın ağzımıza yayılan muhteşem tadı…Üstümüze üstümüze koşuşturan kazlardan korktuğumuzu pek de belli etmemeye çalışarak kaçarken kendimize güldüğümüz o köy…Herkesin birbirini tanıdığı, en uzak saydığımızın en fazla olsa 5. dereceden akrabamız olduğunu dedelerimizden, ninelerimizden şaşırarak dinlediğimiz o köy… Herkesin bir diğerinin hayatının mutlak bir parçası sayıldığı, böyle anlatıp gittikçe depreşen özlemimizle aklımıza düşen o köy... Bayramda seyranda koşuşturmaca içinde sadece 1-2 gün kalabildiğimiz, günün birinde işten güçten vakit bulup yeşiline, huzuruna doyabilmek için gönlümüzün çektiğince zaman ayırabileceğimiz avuntusuyla yaşadığımız, özlediğimiz, gitmeyi ertelediğimiz, o köy kimin köyü?
O uzaktaki köy…Aslında ıskaladığımız hayatın, ertelediğimizi sandığımız parçası...İçinde sevdiğimiz insanlar, sevdiğimiz mekanlar, sevdiğimiz zamanlar barındıran… Neden düşünmüyoruz, bugünün de daha önce yarın diye anıldığını, aslında hayatın şimdilerden ibaret olduğunu… Neden düşünmüyoruz ertelediğimiz hayatı ne zaman yaşayacağımızı? Gitmeyi ertelediğimiz o köye ne zaman gideceğimizi? Şimdi bir daha düşünelim o köy kimin köyü?
|